Gerçekten Çaresiz miyiz?
 

Gerçekten Çaresiz miyiz?

Çaresiz olduğumuzu düşündüğümüz anları bir gözden geçirelim. Gerçekten çıkmazda mıyız? 


Çoğumuz kendimizi hayatımızın bazı dönemlerinde çaresiz hissetmişizdir. Çaresiz olmak, keyifli bir durum diyemem. Ancak çaresiz olduğumuzu düşünmenin veya çaresiz olduğumuzu insanlara anlatmanın keyifli bir yanı vardır. Hatta bunu duymak acımasızca gelebilir; ama “çaresiz olmak” bir tercihtir bana kalırsa. Her durumun bir çıkışı vardır. Şunu net söyleyebilirim, her durumda bulunduğumuz durumdan daha farklı durumlarda olabilmemizin bir yolu vardır.

“Mesela ölümün çaresi yok ve daha birçok şeyin…”, dediğinizi duyar gibiyim. Evet yok. Ancak olaylar karşısındaki tutumumuz tamamen bize bağlı. Karşılaştığımız acı duruma karşı ne kadar yas tutacağımız, ne kadar kederleneceğimiz, bir noktada bize bağlı.

Yasımızı tutarken hayatımıza devam mı edeceğiz, yoksa elimizi eteğimizi her şeyden çekecek miyiz mesela? Bunun bir doğrusu yanlışı yok. İstediğimiz yolu seçebiliriz. Ben 6 ay çalışmayacağım diyebiliriz mesela. Ama bunu “çalışamıyorum, elim ayağım kesildi” diye ifade edersek çaresiz bırakılmış gibi oluruz. Bu durumu “6 ay çalışmamayı tercih ediyorum, çünkü başka bir şeye odaklanmak istemiyorum” diye ifade edersek çaresiz olmaktan çıkarız.

Çaresizlikten çıkmak zordur. Eyleme geçmek gerekir. “Bir şeyler yapabilirim” demek adım atmayı ve bu adımların sorumluluğunu almayı gerektirir. Bu zordur. Bunun yerine “çaresizim” diyerek kenara çekilmek daha kolaydır.

Bir alıntı ile sonlandırayım “Acı kaçınılmazdır. Istırap ise tercihtir.”

Hale Nur KILIÇ MEMUR


Etiketler
Bir yorum yaz