Çocuklar ve Ölümcül Hastalıklara Karşı Reaksiyonları
 

Çocuklar ve Ölümcül Hastalıklara Karşı Reaksiyonları

Çocuk ve Ölümcül Hastalıklar


Özellikle son on yılda tıp alanında çok önemli gelişmelere olmasına rağmen hala bazı hastalıklar ölümcül olmaya devam etmektedir. Ölümcül hastalıklar sadece fizyolojik olarak değil psikolojik olarak da hem hasta, hasta ailesi hem de sağlık ekibi için zorlayıcı bir durumdur.

Tıbbi hastalıkların iki boyutu vardır. Birincisi tıbbi boyutudur fizyopatolojik –organik süreçleri kapsar, ikincisi ise hasta için ifade ettiği anlamıdır. Hasta için hastalığın biyolojik, ruhsal , psikososyal psikoseksüel, ailesel boyutları vardır.
Çocukların hastalığa gösterdikleri tepkiler psikoseksüel gelişim evrelerine göre farklılık gösterir. Küçük çocuklar için teşhisin ne olduğundan çok hastaneye yatış ve tedavi prosedürü sırasında yaşadığı zorlanmalar önemlidir.

0-6 yaş arası çocukların hastalığa ve hastaneye yatışa gösterdikleri tepkiler şu şekildedir.

• Ayrılık anksiyetesi
• Regresyon
• İçe dönme
• Yemek, uyku problemi
• Yapılan tıbbi işlemlerden korkma.

Okul dönemindeki çocuklar için artık teşhis ve prognoz önemli olmaya başlamıştır. Okul dönemindeki çocukların hastalığa ve hastaneye yatışa gösterdikleri tepkiler ise şu şekildedir.

• İzolasyon getirdiği sıkıntı yanlızlık
• Korku, kaygı
• Okul problemi
• Akranlarından ayrılma
• Suçluluk duygusu

Ergenlik dönemindeki hastalar ise tanı ve prognoz ile ilgilidirler. Ölümü kavrayışları erişkin düzeyindedir ve gelecek kaygısı yaşarlar bunun yanısıra

• Kontrol kaybı
• Bağımsızlığın engellendiği düşüncesi
• Akranlarından ayrılma
• Okul problemi
• Vücut imajındaki değişiklikler de ergenleri psikososyal yönden etkilemektedir.

Gelişim evresine göre hastalıktan farklı şekillede etkilenmelerine karşın bütün çocukların ölümcül hastalıklarla mücadelelerinde rol oynayan unsurlar :

• Tıbbi engelin ciddiyeti,
• Diğer insanlara ne kadar bağımlı olduğu,
• Psikolojik özellikleri,
• Bugüne kadar kullandığı baş etme yöntemleri şeklinde özetlenebilir.

Yaşamı tehdit eden hastalıklarla mücadelede, baş etmede sadece hastanın mücadelesi, psikolojik durumu yeterli değildir. Bu tür hastalıklar tek bir kişinin hastalığı değil ailenin hastalığı olarak kabul edilip ele alınmaktadır. Bütün hastalıklarn tedavisinde unutulmaması gereken nokta hastanın biyopsikososyal bir varlık olarak ele alınması gerektiğidir. Özellikle Ölümcül hastalıklarla uğraşırken sağlık ekibi, aile, hasta çocuk birlikte ele alınıp değerlendirilmelidir. Hasta çocuk ve ailesinin olduğu kadar sağlık ekibinin de psikolojik desteğe ihtiyacı vardır. (C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 25 (4), 2003)

0-6 yaş arası çocukların hastalığa ve hastaneye yatışa gösterdikleri tepkiler şu şekildedir.
• Ayrılık anksiyetesi
• Regresyon
• İçe dönme
• Yemek, uyku problemi
• Yapılan tıbbi işlemlerden korkma.

Okul dönemindeki çocuklar için artık teşhis ve prognoz önemli olmaya başlamıştır. Okul dönemindeki çocukların hastalığa ve hastaneye yatışa gösterdikleri tepkiler ise şu şekildedir.

• İzolasyon getirdiği sıkıntı yanlızlık
• Korku, kaygı
• Okul problemi
• Akranlarından ayrılma
• Suçluluk duygusu

Ergenlik dönemindeki hastalar ise tanı ve prognoz ile ilgilidirler. Ölümü kavrayışları erişkin düzeyindedir ve gelecek kaygısı yaşarlar bunun yanısıra

• Kontrol kaybı
• Bağımsızlığın engellendiği düşüncesi
• Akranlarından ayrılma
• Okul problemi
• Vücut imajındaki değişiklikler de ergenleri psikososyal yönden etkilemektedir.

Gelişim evresine göre hastalıktan farklı şekillede etkilenmelerine karşın bütün çocukların ölümcül hastalıklarla mücadelelerinde rol oynayan unsurlar :

• Tıbbi engelin ciddiyeti,
• Diğer insanlara ne kadar bağımlı olduğu,
• Psikolojik özellikleri,
• Bugüne kadar kullandığı baş etme yöntemleri şeklinde özetlenebilir
Etiketler
Bir yorum yaz