Çocukluk Döneminde Saldırganlık
 

Çocukluk Döneminde Saldırganlık

Saldırganlık, genellikle yanlış tutum ve olumsuz öğrenmeler sonucu ortaya çıkmaktadır. Hem aileyi hem de çocuğu oldukça zor durumda bırakan bu durumun çözümüne katkıda bulunmak için bu yazımda sizlere, özellikle çocukluk döneminde sıkça rastladığımız "saldırganlık"tan bahsedeceğim. 


Maalesef bazen duygularımızı yansıtmada sorunlar yaşayabiliyoruz. Hatta genellikle hissettiğimiz şeyin tam olarak ne olduğunu bile anlayamayabiliyoruz.
Toplumumuzda duygularını belli etmeme noktasında en çok erkeklerin sıkıntı çektiğini düşünüyorum. “Kız gibi ağlama, erkek adam korkar mı?” vb sözler maalesef hem kızlara karşı yapılan bilinç dışına olumsuz etkisi olan bir yönermelerdir, hem de erkeklerin duygularını kabullenme ve ifade etme noktasında zorluk yaşamalarına sebebiyet vermektedir. 

Öfke doğuştan var olan doğal bir duygudur ve bu duygunun kabul edilmesi gerekmektedir. Öfkelenmek yanlış bir şey de değildir. Önemli olan bu duygu ile nasıl baş edildiği ve ne şekilde tepki verildiğidir. 
Her insan bir takım şeyler karşısında öfkeli hissedebilir.  Ancak bunu ifade ederken saldırganca davranıyorsa bu bir problemdir. 

Saldırganlığın Olası Nedenleri Nelerdir?

  • Tv, bilgisayar oyunları ve kitle iletişim araçlarının olumsuz etkileri,
  • Anne babanın aşırı otoriter tutumu,
  • Aile içerisinde sağlıksız iletişim kalıplarının hakim olması,
  • Çocuğun fiziksel şiddet ortamında büyüyor oluşu,
  • Çocuğun aile içerisinde takdir ve onay görmüyor oluşu,
  • Kendisine kapasitesi üzerinde bir sorumluluk verilmiş olması,
  • Severken ısırarak ya da hırpalayarak sevilmesi vb sayılabilir.

Neler Yapılabilir?

  • Öncelikle biyolojik olarak beyin ile ilgili fizyolojik bir problemin olup olmadığına dair bir araştırma yapılmalıdır.
  • Çocuğun hangi durumlarda öfkelendiğini tespit etmek gerekir ve bu durum eğer önlenebilir bir şey ise çocuk o seviyeye yükselmeden müdahale etmek faydalı olacaktır. (Örneğin çocuk bir ortamda sıkılmaya başladığında hırçın bir şekilde hareket ediyorsa ona faydalı şeylerle meşgul olması noktasında yardımcı olmak gerekmektedir.)
  • Rol model olarak öfkelendiğiniz zaman sergilenen tavırlara dikkat etmek gerekmektedir. (Örneğin anne kızdığında çocuğuna vuruyorsa, çocuk da sinirlendiği zaman kardeşine ya da arkadaşına vb vurabilir. Çünkü davranış kalıbı olarak bunu öğrenmiştir.)
  • Çocuğu bir başka çocukla kıyaslamamak gerekir. (Her çocuk biricik ve özeldir. Kıyaslama yapılması çocuğu derinden etkiler ve çocuk bu durum karşısında saldırganca bir davranış sergileyebilir.
  • Çocuğun gelişim dönemlerini ve ihtiyaçlarını biliyor olmak gerekmektedir. (Çocuğun içinde bulunduğu döneme özgü ihtiyaçlarını iyi belirlemek ve bunları karşılayıp doyurma noktasında dikkatli davranmak gerekmektedir.)
  • Aile içerisinde sağlıklı bir iletişim hakim olmalıdır.
  • Aile içerisinde konulan kurallar çok katı olmamalı, çocuğun yaşına göre düzenlenmiş ve yeri geldiğinde esnemelere ya da değişimlere açık olmalıdır. (10 yaşındaki bir çocuğun eve geliş saati ile ilgili olarak konulan kural 15 yaş çocuğu için aynı şekilde kalmamalı, uygun bir şekilde düzenlemesi yapılmalıdır.)
  • Herhangi bir sorunla karşılaştığında öfkelenmeden sakince bir tutumla yaklaştığında bu çabasını kesinlikle övmek gerekmektedir. ( Burada överken abartıya kaçmamak önemlidir, sonuç ya da kişilik yerine çabanın övülüyor olması genellikle daha etkili olmaktadır.)
  • İçindeki enerjiyi sağlıklı bir şekilde boşaltabileceği uygun faaliyetlere yöneltmek faydalı olacaktır. (Örneğin yüzme, basketbol, karete, voleybol vb spor alanlarına yöneldiklerinde çocuklar içlerindeki enerjiyi toplumca kabul gören bir faaliyet ile boşaltmaktadırlar.
  • Şiddet içerikli ve yaşına uygun olmayan tv programları ve bilgisayar oyunlarından kesinlikle uzak tutulmaları gerekmektedir. (İnternet ve tv ortamında görükleri şeyler çocukları maalesef fazlaca olumsuz etkilemektedir. Korku, endişe vb olumsuz şeyler hissedebilmelerinin yanında bir de saldırganca davranma ihtimalleri oldukça artmaktadır. Çünkü çocuk bu tarz şeyleri göre göre zihninde normalleştirebilmektedir.)
  • Yaptığı hareketin dezavantajını çocuğu yermeden güzel bir şekilde ona gösterin.
  • Mümkün olduğunca çok ve kaliteli zaman geçirin.
  • Yeterince sevgi ve ilgi hisseden çocuğun olumsuz davranışlarda bulunma ihtimali sevgisiz bir ortamda büyüyen ya da sevildiğini hissedemeyen bir çocuğa göre daha düşüktür.
  • Düştüğünde, bir yere çarptığında vb yeri ya da vurduğu şeyi dövmeyin. Aslında sıklıkla yapılan hatalardan biri de budur. Çocuk ayağını sehpaya çarpar ve sonuç olarak sehpaya vurulur, "ah sana, kızımın/oğlumun canını mı acıttın sen?!" diyerek. Daha o zamandan aslında işlenmeye başlar çocuğun zihnine, canım acırsa ben de can yakabilirim düşüncesi. Halbuki sehpa orada duruyordur, bir suçu yoktur ve çocuk kendisi çarpıp canını acıtmıştır. Bu durumda kendi yaptığı hareketin sonucunu kabullenmek yerine şiddet gösterme düşüncesinin meşrulaşmasının yanında ilerleyen zamanlarda aktif olarak da katkıda bulunacak ve kendisi de vuracaktır. Bugün sehpaya, yarın oyuncağına, sonra arkadaşına, kardeşine...
  • Hırpalayarak ya da ısırarak sevmeyin. (Çocuk ısırılarak ya da hırpalanarak sevildiğinde bunun güzel ya da normal olduğunu düşünebilir ve karşısındaki arkadaşına da aynı şekilde sert bir şekilde yaklaşabilir. Bu hareketlerin normalleşmesini önlemek için çocuğu severken de özenli bir şekilde dikkat etmek gerekmektedir.)

Ne Zaman Destek Alınmalı?

Çocuklar zaman zaman bu tür davranışlara başvurabilmektedirler. Ancak eğer çocuk kendine zarar vermeye başladıysa, arkadaşlarına karşı genel olarak sert bir üslup ile yaklaşıyorsa ve bu alışkanlık haline gelmeye başladıysa bir uzmandan yardım almak faydalı olacaktır. 

Siz de eğer çocuğunuzun öfkesini kontrol ve ifade etmede sıkıntı yaşadığını  düşünüyorsanız, çocukla doğru iletişim kurma ve davranış biçimlendirme noktasında uzmanlarımızdan destek alabilirsiniz.
Etiketler
Bir yorum yaz